TRAKYA'DA SANAYİLEŞME VE ÇEVRE SEMPOZYUMU V
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) adına Edirne Şube yürütücülüğünde düzenlenen Cumhuriyetin 100.Yılında Trakya’da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu, 8-10 Kasım 2023 tarihleri arasında Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Üç gün süren sempozyumda bölgede yaşanan gelişmeleri analiz etmek, sorunları ve çözüm önerilerini saptayarak tartışmak, sürece olumlu yönde müdahale edebilecek tüm merkezi, gönüllü, mesleki ve yerel kurumlar arasında koordinasyon ve işbirliği sağlayarak kamuoyunun bilgilendirilmesi amaçlandı.
Çeşitli kurum ve kuruluşların desteğiyle düzenlenen sempozyumun ana konuları daha önceki yıllarda düzenlenen dört sempozyumda olduğu gibi “Trakya’da yaşanmaya başlayan çarpık sanayileşme, tarımsal alanların tahribi, nüfus artışı ve göçü, çarpık kentleşme ve çevrenin kirletilmesi” olarak belirlendi.
Sempozyumun açılış konuşmaları MMO Başkanı Yunus Yener, MMO Edirne Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ruhan Timur ve Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan tarafından yapıldı.
MMO Başkanı Yunus Yener sempozyumun açılış konuşmasında özetle şöyle konuştu:
Kamucu planlama ve kamu denetimi dışlanıyor
“Odamız meslek alanlarımızla bağlantılı sektörel ve bölgesel gelişmeleri tartışarak toplumsal yaşamın olması gereken normlara ulaştırılmasına yönelik görüş ve önerileri yetkililere iletmek amacıyla bir dizi kongre, kurultay ve sempozyum etkinliği düzenlemektedir. İlgili tarafları bu etkinliklerde bir araya getiriyor, sözü olan her kesimle bu bağımsız ve demokratik platformları paylaşıyoruz. Bu çalışmaların amacı, ülkemizin çevre faktörleri ışığında doğru ve kesintisiz bir şekilde sanayileşmesi, demokratikleşmesi, halkımızın mutlu bir yaşam sürmesi ve bu yönde üzerimize düşen kamusal sorumluğun yerine getirilmesidir.
Ülkemiz genelinde olduğu gibi özel olarak Trakya bölgesindeki sorunlu sanayi, sorunlu kent/yerleşim/konut politikaları sonucu tarım ve su kaynaklarının tahribi yaşanmış, İstanbul merkezli sanayi göçü ile bölge büyük boyutlu çevre kirliliğine maruz bırakılmıştır.
Bilindiği gibi Trakya ülkemizin önemli bir tarım bölgesidir. Ancak Trakya’nın sanayide İstanbul’a bağlı olarak yaşadığı değişim, tarımda tahribatı artırmıştır. Bu durum ülkemizde kamucu planlamayı ve kamu denetimini dışlayan yanlış sanayi politikalarından da kaynaklanmaktadır. Bu hususun netlikle görülmesi gerekir. Sanayi, yalnızca sanayicilerin tercihlerine indirgenmiş, Organize Sanayi Bölgeleri enflasyonuna teslim edilmiş, Belediye Sanayi Bölgeleri vb. yaklaşımlarla aşırı ölçüde yerelleştirilmiştir.
Sanayi, tarım ve çevreyi bir bütün olarak görmek gerekiyor
Özetle, üretim-çevre-su-kentleşme-enerji alanlarında sorun yumakları oluşmuştur. Serbest piyasa ekonomisi temelli kurguların bu karmaşaya ilişkin “üretim” dışında hiçbir yaklaşımı bulunmamaktadır. Üretimde de uzun vadeli bir plan doğrultusunda değil kısa vadeli çıkarlar doğrultusunda davranılmaktadır.
Gerek Trakya’nın bir tarım bölgesi ve tarımın küçük-orta ve endüstriyel düzeylerde olması, gerekse sanayinin sağlıklı gelişimi için gerekli girdileri oluşturmak itibarıyla, arazi toplulaştırması yanı sıra ülkemizde eskiden beri zaman zaman gündeme gelen ciddi bir tarım ve toprak reformuna ihtiyaç bulunduğunu da belirtmek isterim. Sanayi ile tarımı ve çevreyi, ülke ekonomisi ve toplumun gelişimi açısından bir bütün olarak görmek gerekiyor. Sanayi-tarım-doğa/çevre-kentleşme ve nihayet toplumsal yaşamı bir bütün olarak değerlendiren politikalar egemen olmalıdır.
Ciddi bölgesel planlara ihtiyaç var
Bu noktada, sanayi yatırımlarındaki azalmaya benzer bir çizginin tarımsal alanda ülkemize dayatıldığını görmeliyiz. 24 Ocak 1980 Ekonomi Kararlarıyla birlikte başlayan süreçte; tarım uluslararası tekellerin çıkarları doğrultusunda şekillendirilmiştir. Tarımsal destekler azaltılmış, iç pazarın tekellere açılması ile ürün fiyatları baskı altına alınmıştır. Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği ile yapılan müzakereler ve 2001 Krizi sonrası “reform” adı altındaki mevcut iktidar politikalarıyla ülkemiz tarımda kendi kendine yeterliliğini yitirmiştir. Ülkemiz ve Trakya şimdi bu ve benzeri gelişmelerin acı sonuçlarını yaşamaktadır.
Bu nedenle, sanayi, tarım, ticaret, hizmet alanlarında sermaye ve rant tekellerinin değil, ülke ve toplumsal ihtiyaçları esas alan, çocuklarımıza yaşanabilir bir ülke bırakmayı hedefleyen gerçek kalkınma planları ve onlarla uyumlu ciddi bölgesel planlara ihtiyaç vardır. Bu ise demokratik, eşitlikçi, toplumsal kalkınmacı ilkeleri benimseyen bir iktidarla mümkündür. Bu noktada sempozyum programındaki konuların kapsam ve önemi ile saptanacak sorunlar ve çözüm önerilerinin çok önemli olacağını belirtmek istiyorum.”
Sempozyumun sonuç bildirisi, sempozyumun ardından kamuoyuna açıklanacak. Sempozyuma sunulan bildiriler ise ilerleyen günlerde kitap olarak basılarak kamuoyunun kullanımına sunulacak.